7 Eylül 2008 Pazar

Galibiyet Güvercini Bizim Üstümüze Kondu

Gerginlikti , protestoydu , kötü zemin ve sert futbol derken milli takımımız sahaya çıktı ve mücadelesini ortaya koydu. İyidir kötüdür tarrışılır ama belli bir noktadan sonra sahada belli bir gayret vardı.

Rakip bizden aşağı düzey bir takım olmasına rağmen iç saha maçlarında efelenmesini iyi biliyordu , geçen dönem Portekiz , Polonya ve Sırbistan takımlarına bela olmuştu , maç öncesi yine aynı korkular vardı ama gerçekleşmedi.

Ermenistan takımı bireysel hatalar dışında fazla etkin olamadı bir de 30-40 metreden kaleye vurdukları amaçsız topları saymazsak zaten Ermenistan takımının hücum yaparak puan aldığı fazla görülmemiştir geride bekleyip rakibi sertlikle yıldırmak onların işi.

Ermenistan her ne kadar kötü bir takım olsa da bu grupta hatırı sayılır puanlar toplayacaktır özellikle Belçika ve Estonya'nın canını yakacaktır. İçeride oynadığı maçlar Ermenistan için çok önemli çünkü dışarıda puan almaları zor gibi asıl amaçları Güney Kıbrıs Rum Kesimi gibi adım adım yükselmek olmalı.

Maç hakkında fazla yazılacak fazla bir şey de yok kötü futbol , güzel galibiyet ve rakip forveti dörtlerken daha etkili olup farkı arttıramamız. Ama günümüz futbolunda deplasmanda alınan galibiyet her zaman değerlidir takımlar arası farkların kapanmaya başladığı şu dönemde.

Yalnız Fatih Terim'in Halil konusunda negatif ısrarını anlamak mümkün değil , Gökhan Ünal'ı soktuğun bir ortamda Halil nasıl kulübe de kalır anlamak güç geliyor. İleride top tutması için alınan Gökhan bütün topları ezdi ve kaybetti , hani biraz da Halil'i bu tür maçlarda görüp denemek gerekiyor hazır oyun rahatlamışken. Eğer Terim Halil'i oynatmayacaksa kadroya almasının bir anlamı yok.

Fazla iyi oynamıyoruz ama Fransa , Romanya gibi takımların kendinden düşük profilli rakiplerine puan kaybettiklerini düşünürsek galibiyet önemli , yalnız daha fazla hücum oynamalıyız kadromuz buna müsait ve ritim bulduğumuz zaman grupta tek rakibimiz İspanya olacak gibi gözüküyor , zaten bu tarz da oynayarak Avrupa Şampiyonasında bir yerlere geldik bunu da devam ettirmeliyiz , Türkiye'nin ekolü beklerin devamlı hücuma katkı yaptığı , ileride basan ve devamlı yeni hücum denemeleri yapan bir felsefe ile ortaya çıkmalı.

Önümüzde ki rakip Belçika iyi durumda değiller ve bizim de fazla hazır olmadığımızı düşünürsek güzel bir rakip var karşımızda , Belçika Estonya'dan bile iki gol yedi defansları çokta güven vermiyor , kadro olarak zaten bizim aşağımızda bir takım. Fakat Belçika'da alttan iyi bir jenerasyon geliyor ve önümüzde ki seneler için söz sahibi olabilirler. Belçika'yı iyi hücum organizasyonlarıyla yenebiliriz ama ilk maçımızda oynadığımız futbolu oynarsak alabildiğine zorlanırız.

Fikstür'e baktığımızda önümüzde güzel maçlar var ve İspanya ile oynayacağımız maça kadar 12 puan yapmamız sürpriz olmaz , 4'de 4 yapmanın önemi de büyük çünkü fikstür sebebiyle ikinci dönem Bosna ve Belçika deplasmanlarına gideceğiz o zamana kadar arayı açarsak oldukça rahat bir şekilde ileriye bakabiliriz 2010 şarkıları söyleyip , pasaport işlemleri için düşünmeye başlarız.

Hiç yorum yok: