14 Eylül 2008 Pazar

Futbolu Kaybettik Bulana Ödül Var


Tatil günümüz de bir futbol ziyafeti yaşayalım dedik ama sadece bunu dilemek ile kaldık maçların yarısını uykuda geçirdik.

İlk olarak Hacettepe - Fenerbahçe maçını izledik hani bilmesek Fenerbahçe oynuyor diyemeyiz o kadar kötü futbol oynuyor sarı lacivertli takım , Alex'i bir kenara alsak kaleye gidemeyecekler. Saha zaten garip bir şekilde suni çim herkes bir şeyler söylüyor ama kim ne derse desin ısınamadık bu zemine.

Fenerbahçe takımı öne geçtiği maçta puansız ayrılıyor Ankara deplasmanından hem de kaçta biri bütçeye sahip olan Hacettepe karşısında oluyor bu . Tamam bir takım kendisinden daha güçlü bir ekibi mağlup edebilir ama Hacettepe takımı da öyle müthiş oynamadı , Fenerbahçe hataları yaptı rakibine topu kaleye göndermek kaldı.

Sarı lacivertli ekip böyle giderse daha çok maç kaybeder , devler ligini konuşmayalım bile . Yedek oyuncuları oldukça yetersiz kulübe de birileri gözüksün diye Fenerbahçe takım kadrosunda yer alıyorlar başka bir etiketleri yok.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Galatasaray - Antalyaspor maçı başladı yine anormal bir güç farkı var ama bunu hissedemiyoruz. Skibbe hatalardan biraz ders almış olacak daha farklı bir şeyler yapmaya çalışmış ama yine tam becerememiş.

Forvette formsuz Ümit Karan'da ısrar etmesi ne kadar sürecek bilinmez ama Milan Baros'u bu tür maçlarda takıma ısındırmazsa ne zaman ondan tam randıman alır bilinmez . Diğer bir olay Arda'yı oynatmayabilirdi , milli futbolcuhangi takım için mücadele etse 90 dakika sahada kalıyor ve vücut bir yerden sonra iflas etme durumuna gelebiliyor.

Ayhan yerine Topal tercihi olsa gayet yerinde olabilirdi , Ayhan'da klasik basit top kaybı yapma hastalığı var bu kaptırdığı toplar yüzünden kaç kere takımını yaktı ama hala aynı devam ediyor. Hasan konusuna girmeye gerek yok zaten elinde adam kalmadı o bölgede neredeyse Hasan'ı bile kaybediyordu , bir ihtimal Meira'yı sağ tarafa çekip Emre'yi deneyebilirdi ama bunun için fazla eleştiremeyiz.

Antalyaspor yabancılarının yeteneksiz olmaları yüzünden üç puan alabileceği maçı tek puanla tamamladı , zaten kapasitesi sınırlı bir takım ama ileri uç oyuncuları gözle görünür bir fark yaratmazsa işleri zor görünüyor.

Bu maç futbol açısından iyi geçti , bol pozisyonluydu ama Avrupa kupası maçları öncesi bir başka büyük takımın döküldüğünü görünce çokta iyi olmadı. Neyse ki sarı kırmızılıalrın rakibi de kendinden beter durumda.

Haftanın son maçına baktık Ersun Yanal dedik , hücum dedik , Delgado hareketlendirir diye bekledik ama gece öncesi uyku provası yapmak zorunda kaldık.

Trabzonspor kendi sahasında oynuyor ama sanki yenilmesekte olur havasındalar , tek akılda kalan pozisyon Serkan'ın etkisiz vuruşu hadi biraz zorlayalım Gökhan Ünal'ın ilk yarıda ki hedefi bulmayan şutu.

Arka taraf sağlam ama ileri uçta kıpırtı yok açıkça Yattara'da olmayınca Trabzonspor maçını seğretmek eziyet gibi , Gineli oynasaydı bu maçta yine bir nebze heyecan olurdu.

Beşiktaş cephesinde de durum aynı herkes puan kaybetmiş üç alıp avantajlı konuma geçeyim deneceğine , kaybetmeyeyim ne şiş yapsın ne kebap deniyor. Ertuğrul Sağlam'ın biraz cesur olması lazım bu kadar da korkak futbol oynatılmaz , rakibe saygı duymak başka kendi büyüklüğünün farkında olmak bambaşka bir durum.

Koca 90 dakika içinde Beşiktaş'ın neredeyse pozisyonu yok kaleye atılan şut sayısı dört çerçeveyi bulan sayısı sıfır olunca zaten yorum bile yapmaya gerek duymuyoruz. Arka tarafta Sivok ve Zapo ikilisi oldukça sağlam duruyor o beölge güvende siyah beyazlı takım için.

Maçın iyileri Rigobert Song ve Beşiktaş'ın Çek oyuncuları olunca diğerleri neredeydi diye sormak lazım ama o kadar ağırlık çöktü ki üstümüze bu soruyu sormakla fazla uğraşmayacağız.

İnşallah takımlarımız haftaiçi aynı performansları ortaya koymazlarda ulusça rezil bir hafta yaşamayız.

Hiç yorum yok: