23 Eylül 2008 Salı

Milyon Dolarlık Adam Özbekistan Yollarında

http://www.mevproductions.co.uk/TV/SixMillionDollarMan1.jpg

Bundan günler önce Aziz Yıldırım '' Zico çok para istedi , kendi ve yardımcılarına ödenecek para Aragones ve ekibine ödenecek parayı epey katlıyor '' diye bir açıklama yapmıştı.

Aslında ilk zamanlarda bu olay fazla inandırıcı gelmemişti , kaçan şampiyonluğa bir bahane olarak algılanmıştı. Hatta Zico '' Benim için para önemli değil , Fenerbahçe isteseydi benimle anlaşabilirdi '' şekinde açıklamalar yapmıştı.

Gel zaman git zaman kafalar epey kurcalandı ama şu geçtiğimiz günler ortaya çıkardı ki Aziz Yıldırım gayet haklıymış. Bu kadar zaman geçti Zico bir tek takım ile anlaşamadı , kendi ülkesinde de çok rahat takım çalıştırabilirdi fakat orada da istediği parayı alamayacağını çok iyi bildiği için ihtimal dışı bıraktı.

En sonunda Özbek takımı ile anlaşmış hani şu Rivaldo'nun da son para kazanma şansı olan takım. İlginç gelmedi aslında Zico boşta kalamacağıma parayı zulaya koyarım diye düşündü , böyle giderse de Japonya ve Özbekistan arasında antrenörlük hayatını sürdürür.

Fenerbahçe Zico için büyük bir şanstı ama bu tepti , Asya'da efsane olmayı seçti hani bir Bruno Metsu mu diye sorsak o da değil? Peki niye gitti cevap açık yıllık 5 milyon bana da verseler bende balıklama atlarım , hazır Rivaldo'da var yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez.

20 Eylül 2008 Cumartesi

Bile Bile Ölümü Seçmek

http://englishfootballpost.com/news/wp-content/uploads/2007/09/gazza.jpg

Paul Gascoigne diğer bir deyişe ''Gazza'' iyi futbolcuydu ve çılgın bir adamdı , en son Gansu Tianma diye ligini bile bilmediğimiz bir takımdan Boston Utd'a dönmüş ve sıkılıp futbolu bırakmıştı.

Ama keşke bırakmasaymış , Gazza şu an için çok kötü durumda devamlı alkol komasında ve bundan önce doktoru içki içmeye devam ettiği taktirde öleceğini ve kurtuluşu olamayacağını söylemişti.

Gazza tedavi için bir kliniğe de yattı ama o da fark etmedi , şu an perişan durumda en sonunda da Londra polisi onu tutukladı. Tabi Gascoigne'i bulmak zor olmadı barda içki içerken kavga ediyordu bir nevi yeni mabedinde.

Psikolojik sorunların yanında , alkol , kavga ve tedaviler süreci her şey var , Gazza hızla yaşa genç öl diyor ama kendine kötülük ediyor ve ilginç olan koca İngiltere'de bu işe bir el atan yok bu da utanç verici bir durum.

İskoçya maçında attığı gol ve sevinci hala gözler önünde bunun hatırına bile yaşaman lazım Gazza , yaşaman lazım.

Galibiyet Olasılıkları


Monterrey - Monarcas Morelia : Monterrey son haftalarda oynadığı futbolla tekrardan işleri yoluna koymaya hazır olduğunu gösterdi. La Volpe'nin takımı oynadığı son üç maçta yedi puan aldı ki bu çok öenmli bir nokta çünkü Cruz Azul maçında iki farklı öne geçmelerine rağmen farklı mağlup olmuşlardı. Bir önceki hafta da olaylı Tecos maçı Monterrey takımını iyice yıpratmıştı.

Humberto Suazo son haftalarda forma kavuştu diye görüyorduk ama tekrar düşüş trendi içine girdi , bir türlü transfer olamaması onunda performansını düşürüyor. Fakat La Volpe onun yerine Borgetti'yi kenara oturttu ve sonradan oyuna dahil ediyor , Suazo'nun yanına da Ochoa'yı yerleştirdi bu olumlu bir hamle gibi duruyor.


Morelia ise geçen seneden biraz farklı , bu sene gol yollarında ilerleme kaydettiler fakat defans yine sorun ligin en çok beraberlik alan takımı olmaları bu durumu daha da net anlatıyor.
Monarcas Morelia'nın son haftalarda ivme kaybettiğini düşünüyorum sanki o çıkışları biraz fazla güven getirdi takıma.

Ama Morelia ilginç bir ekip çok kötü bir dönemde bile olsa önemli takımlar ile oynadığı maçlarda sürprizlere imza atabiliyor.
İki takımda da önemli eksikler gözükmüyor , bu durumu göz önüne aldığımızda zorda olsa Monterrey galibiyeti bekliyorum.



Chivas Guadalajara - Jaguares
: Chivas geçen sene birinci şampiyonluk adayı olarak öne çıkıyordu ama bu sene bazı önemli oyuncularını satması onları sıradan bir takım görüntüsüne soktu.


Ev sahibi için önemli bir gelişme genç yıldız Omar Arellano sahalara döndü ve Etfarin Flores görev verirse sahada ki yerini alacak , bununla beraber Luis Michel'in oynayamama durumu devam ediyor.


Chivas şu ana kadar tek galibiyet alabildi ve daha önemlisi dört maçta onüç gol yediler , PSV'ye gönderdiklerini Maza'nın yerini dolduramadıkları gibi kalede deneyimsiz Sergio Rodriguez'in olması bu duruma çanak tutuyor.


Jaguares ise ilk üç hafta içinde oynadığı maçlarda ortaya koca bir sıfır koydu bunun nedeni geçen sezon oynana Cruz Azul maçında rakibe saldırması ve toplamda on oyuncusunun eksik olmasıydı. Jaguares toparlanma süreci bekleniyordu ve gayet çabuk oldu kaybedilen üç maçtan sonra oynanan maçlarda sekiz puan topladılar.


En büyük artıları her zaman belirttiğimiz gibi İtamar sahalara döndü ve fitili ateşledi , don dört maçta dört gol atarak ne kadar önemli bir isim olduğunu kanıtladı.
Chiapas formunu yükseltiyor ve Chivas'a oranla daha formdalar , Guadalajara için tek artı Arellano'nun sahalara dönmesi onun dışında aynı kadro sahada olacak. İtamar kendi iyi oyununun yanında ''Bofo''yu da devreye sokabilirse zor deplasmanların takımı Jaguares buradan istediği puanla döner zira tam kadro bu deplasmana gittiler.



Indios - Atlas : İndios teknik adam değişikliğinden sonra kendine gelmeye başladı , oynadıkları maçlarda sürpriz galibiyetler alarak herkesi şaşırttılar. Hector Hugo ilk Toluca maçında saha kenarında yer almış oynattığı futbol fazla beğeni toplamamıştı.
Ondan sonra Indios takımı iki maçta altı puan yaptı ve son maçta da Jaguares'e mağlup oldu.

Açıkçası Indios takımı ne yaparsa yapsın bana fazla güven vermiyor kapasitesi sınırlı ve her şeyden önce toplama bir takım.
Maggiolo ileride fazla destek bulamıyor ve yalnız başına bir şeyler yapmaya çalışıyor , orta alan oyuncularıda fazla yetenekli olmayıp topu ileri taşıyamayınca tıkanıyorlar. Özellikle son oynadıkları dört maç inanılmaz ilginç bir haldeydi , 88. dakikaya kadar yenik götürüp iki gol atıp maç kazanmalarını mı yoksa rakibin üstüne bir kere gelip defansın kendi kalesine topu yuvarlamasını mı söylesek bilemiyorum?

Atlas'ta bu sene orta karar takım görüntüsünde ne zaman ne yapacağı belli değil , birazda şanssızlıkları çok formda üç takımla deplasmanda oynamaları oldu. Indios'a oranla çok iyi bir takım oldukları su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle Paraguay'lı Bogado çok formda takımını sırtlıyor , Botinelli ve Vargas'ta katkının yanına yaklaşsalar bu sene Atlas maçları gol yağmuru şeklinde sonuçlanır.

En can alıcı nokta da teknik direktör değişikliğ Birindisi'nin yerine Dario Franco'yu getirdiler ve ilk maçlarında Puebla'yı iki farklı mağlup ettiler. Bu maçtada Arjantinli teknik adamdan değişimin sürmesi bekleniyor.
Indios'ta tek eksik Alvarez rakip ise tam kadro geliyor , Atlas'ın kaybetmemesi lazım diye düşünüyorum.


West Ham - Newcastle : Newcastle tam bir kriz dönemi yaşıyor , Keegan takımın başından ayrıldır bir menajer bulamadılar bunun yanında zaten iyi futbol oynayamıyorlar ve çoğu oyuncuları sakat durumda.

Sakatlığı hafif olan oyuncularda var oynayıp oynamayacakları maç saatinde belli olacak Martins , Duff ve Beye bu isimlerden bir kaçı.

Newcastle bugüne kadar oynadığı futbolla fazla tat vermedi zaten ligde oynadıkları oyunla aldıkları puanlarda paralel durumda.

West Ham ise Zola ile anlaştı ve İtalyan teknik adamın ilk maçı olacak ve karşısında ki rakibi adeta biçilmiş kaftan . Hani şöyle bir Newcastle mı Stoke mu diye sorsalar Zola'nın cevabı bugün oynayacağı rakibi olurdu.

Bellamy'nin durumu kesin değil 16 içinde yer alabileceği söyleniyor ama net değil , West Ham Upton Park'ta yeni teknik direktörü ile çok avantajlı bir maça çıkıyor ayrıca Zola'nın da galibiyetle başlamak istemesi West Ham'ın kazanma azmini üst seviyeye çıkarıyor.

En kötü ihtimalle bile West Ham kaybetmez.

18 Eylül 2008 Perşembe

Kod Adı Avrupa Kupası

http://www.topnews.in/sports/files/uefa_cup_0.jpg

UEFA kupası maçları sona erdi ve takımlarımız iki galibiyet bir mağlubiyet ile geceyi noktaladılar , Kayserispor'un yediği çok acemice gol olmasaydı bu günü daha mutlu kapatabilirdik.

Galatasaray İsviçre'de Bellizona karşısındaydı deplasman diyeceğim ama komik olur diye es geçiyorum işte böyle bir ortamda sarı kırmızılı ekip rakibini zar zor yendi. Galatasaray o kadar kötü oynadı ki rakip on kişi kalmasına rağmen pozisyon bulmaya devam etti ve en sonunda golünü de attı ama futbol Tanrıları özellikle Skibbe'nin imdadına yetiştiler.

Beşiktaş içinde Ertuğrul'un cesaretsizliği büyük sorun , rakibi ilk yarı tartarsın tek forvetle durdurursun ama ikinci yarı baktın fazla tehlikeli bir ekip yok karşında hücum elemanlarını çoğaltırsın.

Beşiktaş öyle işler yapıyor ki rakibini çekiyor üstüne tonla pozisyon veriyor , rakip inanılmaz goller kaçırıyor ve bu olaylar sağlam defans adına vazgeçilen ikili forvet sisteminde görülüyor. Beşiktaş takımı çok güçlü bir takımla oynamadığı müddetçe Nobre ve Bobo ikilisiyle sahada olur bu çarpım tablosu gibi aynı sonuçtan şaşmaz.

Ertuğrul ve Sinan Engin öyle demeçler veriyorlar ki sanki bir Barcelona hadi onu bıraktım bir Sampdoria'yı yenmişler gibi ağızlarından demeçler çıkıyor ki oldukça komik. Karşılarına Standard Liege gibi bir takım gelse kim bilir neler diyeceklerdi?

Şu iki günde görüldü ki bizim takımlarımız yarı bütçelerinde bile olmayan Liege takımı kadar organize futbol oynayamıyorlar ki gerçekten oldukça düşündürücü. Eğer üç büyükler böyle futbol oynamakta ısrar ederlerse Avrupa sahasında koca bir tokat yiyecekler çünkü zamanları tükenmek üzere.

17 Eylül 2008 Çarşamba

Fenerbahçe Defansında Maden Arama Çalışmaları


Dragao'da ilk 15 dakika içinde iki farklı geriye düşmek olacabilecek en kötü senaryoydu , hem de bu kadar eksikle sahaya çıkmışken bu durumun ortaya çıkması faciayı da beraberinde getirdi.

Şunu açık şekilde gördük ki Fenerbahçe takımı ne durumda olursa olsun hücum futbolu oynamalı çünkü bu tarzda oynadığı zaman rakip kalede etkili ve pozisyonlar buluyor. Fenerbahçe ne zaman sahada ceza sahası olduğunu hatırladı işte o saniye de tehlikeler ardı ardına geldi.

Biraz şans olsa ya da küçük ayrıntılar sarı lacivertlilerin lehine olsa bu maçtan en kötü bir puanla dönülebilirdi. Fenerbahçe'nin eksikleri de olsa bir geleneği oluşmaya başlıyor , hücumj yaparken rakiplerini çok aciz hallere düşürüyor.

Sarı lacivertliler bu kadar eksik durumda olmasa bir Semih ve Edu olsa bu maçın seyri çok başka olurdu , Porto takımı öyle aman aman bir futbolda oynamadı sadece bireysel hatalardan buldukları goller ile skor avantajını elde ettiler.

Öyle defans hataları oldu ki gerçekten inanılmaz , sezon başlamadan önce Fenerbahçe'nin yanlış transfer politikasından bahsetmiştik , bu maçta önceden yapılan yanlışlar suratımıza duvar gibi çarptı. Rakiplerin defans yedekleri Emre Aşık ve Güngör , Toraman ve Zan hatta hatta Giray ise senin defansa alternatif oluşturacak oyuncuların Yasin ve Can olmaz , olmamalı.

Bizim ülke futbolumuzda da sorun var tabi Anorthosis veya Cluj deplasmanda çatır çatır top oynuyor , sahaya iyi yayılıyor ve alabildiğinde sağlam defans yapıyor , bulduğunu affetmeden atıyor. Önemli deplasman maçlarında çok bocalıyoruz mesela geçen sene Beşiktaş devler liginde oynadığı deplasman maçlarında puan alamadı keza Galatasaray en son önemli bir maç olan Nantes maçından beri deplasmanda kazandığı maç yok neredeyse kıytırık Panionios ve Belupo maçlarını ölçüye alıyorsak başka.

Fenerbahçe bunu biraz kırıyordu sanki ama Porto ile bu seri de bozulmak zorunda kaldı , sırasıyla Anderlecht deplasmanından galibiyet alınmış , CSKA ve PSV ile berabere kalmış ve Chelsea ile İnter'e mağlup olmuştu. İşte olması gereken tablo da buydu iki büyük takıma deplasman da maç vermesi gayet doğal ama diğer takımlar karşısında yenilmemesi gayet önemli bir adımdı.

Şu Porto maçından puansız ayrılmak gerçekten çok acı , rakibin en önemli silahları yok ve karşında ki rakip eski gücünün neredeyse yarısında. Burada Aragones içinde bir şeyler söylemek lazım Josico sakat olmasa onu milli takıma çağıracaktım diyor ama maça formsuz Selçuk ile başlıyor. Emre'yi sağ taraf oynatarak Kallisel denemeler yapıyor , hadi Kazım'a ceza vermek isitiyorsun bari Burak orada oynasın Emre'de kendi yerine geçsin.

Önder Turacı'da Yasin'e tercih edilmiyorsa bilemiyorum bu duruma ne demek lazım , bu kadar hata yanlışı bir arada yapmak epey maharet ister. Maçın en istekli oyuncusu Guizaydı çırpındı durdu , hakettiği golü de ağlara gönderdi.

Bu mağlubiyetle Fenerbahçe'nin en önemli rakibi Dinamo Kiev oldu , çünkü Kiev'de geçen sezon rezil olmanın yaralarını sarmaya çalışıyor ve çok agresif devler liginde bir şeyler yapmanın peşinde , bir de Kiev'de oynanacak maçın kışın en kötü zamanına denk gelmesi Fenerbahçe için kalan maçların önemini oldukça net anlatıyor.

16 Eylül 2008 Salı

Sürpriz Yumurta Ligi


Şampiyonlar Ligi başladı ve kimsenin şans vermediği takımlar büyük sürprizlerle devler ligi sezonunu açmış oldular.

Chelsea kendi evinde Bordeaux ile oynadığı maçı rahat kazanarak ilk galibiyetini aldı , Scolari'nin talebeleri dört farklı galibiyet alırken fazla zorlanmadılar. Mavilerin grubun da yer alan Roma ise Cluj karşısında büyük şok yaşadı ve evinde mağlup oldu. Romanya temsilcisi maç boyunca çok akıllı oynadı ve rakibine neredeyse boş alan bırakmadı , çok iyi yayıldılar ve buldukları pozisyonların bir çoğunu harcamalarına rağmen kazanmasını bildiler.

İnter Yunanistan deplasmanından istediğini alarak döndü ve grupta tek patron olduğunu cümle aleme duyurdu. Diğer bir sürpriz ise Werder Bremen maçında yaşandı , Anorthosis kalesini ablukaya tutan Alman temsilcisi katı savunmayı bir türlü geçemeyerek düşüşte olduğunun tescilini yaptırdı.

Liverpool ise Marsilya deplasmanın da kazanmayı alışkanlık haline getirerek galibiyet halkasına bir yenisini daha ekledi , kaptan'ın formuna kavuşması kırmızılar için çok iyi oldu. Atletico ise Hollanda'da oyunu tek başına oynadı ve karşısında rakip yoktu diyebiliriz . Zaten süper bir takım olan Atletico böyle giderse daha çok canlar yakar. PSV ise daha da geriye gitmeye devam ediyor bakalım ne zaman çakılacaklar biraz Hollanda liginin dışına çıkmalılar.

C Grubu mücadelelerin de ise Barça eski anlayışına yakın bir tarzda oynayınca Sporting karşısında galibiyet almak fazla zor olmadı , Pep'in Henry'i ilk 11 başlatması da bir hayli ilginçti çünkü Santander maçında kadroda yoktu. Donetsk ise kendinden aşağı kalite de olan Basel'i yenerek İsviçre liginde birinci olanın durumunu gözler önüne serdi.

15 Eylül 2008 Pazartesi

Farklı Takımların Aynı Kaderi Paylaşan Hocaları


Pep Guardiola uzun yıllar Barcelona'da futbol oynadıktan sonra Katalan ekibine tekrar geri döndü ama bu sefer teknik adam olarak , alt yapılarda da çalışan Pep yeterli olarak görüldü ve A takımın başına getirildi.

Fakat bu durum pekte hayırlı olmadı gibi Barcelona iki hafta içinde beş puan kaybetti ve oynadığı futbol orta düzeyde görünüyor. Şampiyonlar Ligine girmeyi başardılar ama ligde gösterdikleri performans ilerisi için kafaları kurcaladı , devler ligine girerken de Wisla'ya kaybetmeyi ihmal etmediler.

Pep 73-74 sezonundan beri en kötü girişi yapmasına rağmen çok sorumsuz da davranıyor Eto'o gibi bir oyuncuya önce fazla değer vermiyordu şimdi ilk onbir başlatıyor sonra Henry'i kadroya almıyor yakın zamanda onu da kadroda görebiliriz. Bu olaylar iki maçta tek gol atan bir takımda ceryan ediyor bir de varsın gerisini siz düşünün.

Guardiola açıklamasında '' Çok pozisyona giriyoruz ama gol atamıyoruz , gol atmayı çalıştırmak bir antrenör için en zor olanı '' demiş. Bu aralar bu laflar oldukça popüler herhalde benzer açıklamaları yine genç bir teknik adam olan Skibbe'de yapmıştı onunda geleceği sarı kırmızılı ekipte uzun soluklu olacak gibi görünmüyor.

Aslında genç olsa Carlo'yu da buraya eklemek lazım ama ne desek zaten bir arpa boyu gidemiyor daha da işleri karıştırıyor . Milan'da bu kadar sene bile kalması kendi kariyeri açısından büyük başarı tabi yönetimi de kutlamak lazım bu kadar süre sabrettikleri için , böyle giderse orada da bir değişim yaşanacak.

Diğer taraftan Laudrup'ta ilk hafta mağlubiyetle başladı ve kafasına balyoz yemiş gibi takımı birden üç sıra geri düştü. Danimarkalı için fazla bir şey diyemeyiz daha yeni başladı ama diğer teknik adamlar topun ağzından görülüyor ve bu hafta çoğu genç teknik adam için fazla verimli geçmedi.

Yakın zaman sonra bu isimlerin kaçı takımın başında kalacak gerçekten merakla takip ediyorum , verdikleri zararlar hangi dereceye kadar ulaşacak bekleyip görelim.